Kanola Fiyatları Yükselişte: Ticaret Anlaşması ve Biyo-yakıt Talebi Etkili
Temmuz ayının son haftasında, Kanada doları bazında kanola vadeli işlemleri 700 seviyesine doğru yükseldi. Bu önemli artışın arkasında sadece piyasa hareketliliği değil, aynı zamanda ABD ve Avrupa Birliği arasındaki ticaret anlaşması da etkili oldu.
Amerika Birleşik Devletleri, Avrupa’dan ithal edilen ürünlere uyguladığı gümrük vergisini yüzde 15’e düşürdü. Bu hamle, Amerikan dolarının uluslararası piyasalarda değer kazanmasına yol açtı. Bu durum da döviz bazında işlem gören tarımsal ürün fiyatlarını yukarı çekerken, kanola gibi emtiaların da prim yapmasını sağladı.
Ayrıca, ABD’nin Çevre Koruma Ajansı (EPA) 2026’ya kadar biyo-yakıt miktarının artırılmasını önerdi. Bu öneri, özellikle biyodizel üretiminde kullanılan yağlı tohumları olumlu yönde etkiledi. Kanola ve kolza yağı, bu süreçlerde kritik bir rol oynamaya devam ediyor.
Biyo-yakıt Talebi Kanola İçin Fırsat Yarattı
EPA’nın önerisi sadece ABD’yi değil, Avrupa’daki biyo-yakıt üreticilerini de ilgilendiriyor. Yağlı tohumlar, çevreci çözümler ve enerji güvenliği için stratejik bir öneme sahip oldu. Uluslararası Enerji Ajansı’na göre, biyo-yakıt kullanımında 2024 yılında %6’lık bir artış bekleniyor.
Bu artış, tarım emtialarına olan ilgiyi de etkiliyor. Kanola, özellikle Kanada ve ABD’de yetiştirildiği için bu ülkelerdeki iklim koşulları da fiyatlamayı etkiliyor. Şu anda Kanada ve ABD’deki üretim koşullarının olumlu seyri, arzın güçlü kalmasını sağlıyor.
Uzmanlar, önümüzdeki aylarda doların değer kazanması ve AB-ABD ticaret ilişkilerinin şekillenmesiyle birlikte, kanola gibi ürünlerde yukarı yönlü bir ivme bekliyor. Avrupa’da ithalatçı firmalar açısından artan maliyetler, üretici ülkeler için bir ihracat avantajı sağlıyor.
Küresel İklim Koşulları Arzı Dengeliyor
Kanola fiyatlarındaki artışın kalıcı olup olmayacağı büyük ölçüde hava koşullarına bağlı. Kanada Meteoroloji Servisi’nin verilerine göre, buğday ve kanola üretim bölgelerinde ideal yağış ve sıcaklık koşulları yaşanıyor. Benzer şekilde, ABD’nin Ortabatı eyaletlerinde de verimli bir hasat dönemi bekleniyor.
Bu durum, piyasada arzın yüksek seviyede kalmasına yol açıyor. Analistler, kısa vadede talep kaynaklı fiyat artışlarının mümkün olduğunu ancak hava koşullarındaki istikrarın fiyatları yükseltmeyi frenleyebileceğini öngörüyorlar.
Tarım sektörü, hem enerji politikalarındaki değişikliklerden hem de küresel iklim trendlerinden etkilenmeye devam ediyor. Özellikle biyodizel gibi alanlarda kullanılan tarım ürünlerinin geleceği, artık tarlalardan çok uluslararası toplantı salonları ve çevre politikalarıyla belirleniyor.