Seul’de Gerçekleştirilen Uzayıp Gitme Yarışması: Dünya Çapındaki Katılımcıları Bir Araya Getiren Özel Bir Etkinlik

Güney Kore’nin başkenti Seul, her yıl Mayıs ayında, dünyanın dört bir yanından gelen katılımcıları bir araya getiren benzersiz bir etkinliğe ev sahipliği yaptı. Uluslararası Uzayıp Gitme Yarışması (Space-Out Competition).

2025’te 11’inci kez düzenlenen bu yarışma, katılımcıların 90 dakika boyunca hiçbir şey yapmadan, telefonlarına bakmadan, konuşmadan veya uyumadan oturmasını gerektirdi. Kazanan, en sabit kalp atış hızına sahip olan yarışmacı oldu.

Yoğun Çalışma Kültürüne Başkaldırı: Güney Kore’de Bir Duraklama Çağrısı

The Guardian’a göre, bu etkinlik, Güney Kore’nin yoğun çalışma kültürüne bir başkaldırı ve modern toplumun bitmek bilmeyen koşuşturmacasına karşı bir duraklama çağrısı niteliğinde. Bilim insanları ve uzmanlar, bu yarışmanın sadece bir sanat performansı değil, aynı zamanda zihinsel sağlık ve üretkenlik baskısına karşı güçlü bir mesaj olduğunu vurguladı.

Uzayıp Gitme Yarışması: Hareketsizliğin Sanatı

Güney Koreli sanatçı Woopsyang tarafından başlatılan Uzayıp Gitme Yarışması, bir görsel sanat performansı olarak doğdu. Woopsyang, aşırı tükenmişlik sendromu yaşadığı bir dönemde, “Hiçbir şey yapmamak neden bu kadar zor?” sorusundan ilham aldı.

Yarışma, Güney Kore’nin rekabetçi toplumunda “hiçbir şey yapmamanın” da değerli olduğunu göstermeyi amaçladı. 2025’te Seul’deki Banpo Hangang Parkı’nda düzenlenen etkinlikte, 117 yarışmacı, Jamsu Köprüsü’nün altında yoga matlarında oturarak 90 dakika boyunca zihinsel ve fiziksel dinginliklerini test etti.

Bilimsel Temeller: Hiçbir Şey Yapmamanın Gücü

Uzayıp Gitme Yarışması, sadece bir eğlence değil, aynı zamanda bilimsel bir temele dayandı.

Washington Üniversitesi Tıp Fakültesi’nden nörolog Prof. Dr. Marcus E. Raichle, “varsayılan mod ağı” (default mode network) üzerine yaptığı araştırmalarda, beynin herhangi bir aktiviteye odaklanmadığı zamanlarda bile aktif olduğunu ve bu durumun hafızayı güçlendirdiğini, bilgiyi organize ettiğini ve yaratıcılığı artırdığını keşfetti. Raichle, “15 dakikalık hareketsiz bir dinlenme, zihinsel verimliliği önemli ölçüde artırabilir” dedi.

Frontiers in Psychology’de yayımlanan bir çalışma, bilinçli bir şekilde “hiçbir şey yapmamanın” stres hormonlarını azalttığını ve zihinsel berraklığı artırdığını gösterdi. Güney Kore’deki yarışma, bu bulguları pratiğe dökerek, katılımcılara zihinsel bir mola sunuyor. Seul Ulusal Üniversitesi’nden psikolog Dr. Kim Hye-Jin, “Güney Kore’de akademik ve iş hayatındaki yoğun baskı, insanları sürekli üretken olmaya zorluyor. Bu yarışma, zihinsel sağlığı korumanın bir yolu olarak hareketsizliği normalleştiriyor” dedi.

Kültürel Bağlam: Güney Kore’nin Çalışma Kültürüne Başkaldırı

Güney Kore, gelişmiş ülkeler arasında en uzun çalışma saatlerine sahip. 2018’de haftalık 52 saatlik çalışma sınırı getirilse de fazla mesai ve tükenmişlik hala yaygın. Yarışma, bu hiper-rekabetçi kültüre bir karşı duruş sergiledi.

2025 etkinliğinde üçüncü olan Olimpiyat gümüş madalyalı patenci Kwak Yoon-gy, CNN’e, “30 yıllık antrenman hayatımda doğru düzgün dinlenmedim. Bu yarışma, nefes almak için bir fırsattı” dedi.

Yarışmanın uluslararası etkisi de büyüyor. Tokyo, Pekin, Rotterdam ve Taipei gibi şehirlerde benzer etkinlikler düzenlendi.

Melbourne, 2025 Haziran’ında Rising Festivali kapsamında bu yarışmaya ev sahipliği yapmaya hazırlandı.

Antropolog Dr. Sophie Chao, bu küresel ilginin, modern toplumların üretkenlik takıntısına karşı ortak bir arayışı yansıttığını söyledi:

Tartışmalar: Gerçek Bir Çözüm Mü, Sembolik Bir Jest Mi?

Yarışmaya yönelik eleştiriler de yok değil. Bazı yerel yorumcular, etkinliğin Güney Kore’nin yapısal sorunlarına, örneğin düşük ücretler ve iş güvencesizliğine çözüm sunmadığını düşündü.

Seul’deki bir ofis çalışanı Kim Ki-kyung, Taipei Times’a, “Bu yarışma küçük bir nefes alma şansı, ama toplumumuzdaki rekabetçilik sorununu çözmüyor” dedi. Londra Üniversitesi’nden sosyolog Dr. John MacDonald, yarışmanın sembolik bir başkaldırı olduğunu, ancak kalıcı değişim için daha derin sosyal reformlar gerektiğini belirtti:

“Hareketsizlik, bireysel rahatlama sağlayabilir, ama sistemik sorunları ele almaz.”

Öte yandan, UNESCO’nun kültürel miras uzmanı Dr. Cristina Irimie, yarışmayı bir kültürel fenomen olarak görerek, “Bu etkinlik, modern yaşamın hızına karşı bir direniş biçimi. Küresel miras olarak korunmalı” dedi.

Yarışmanın organizatörü Woopsyang ise Vice’a verdiği bir röportajda, “Herkes biraz zaman israf etmeyi hak eder” diyerek etkinliğin mesajını savundu.

Ziyaretçiler İçin Seul: Uzayıp Gitme Deneyimi

Seul, 2025’te Uzayıp Gitme Yarışması’yla birlikte turistler için de cazip bir destinasyon. Korea Tourism Organization’a göre, 2024’te Seul’ü 12 milyon turist ziyaret etti. Banpo Hangang Parkı’ndaki yarışma, hem yerel halkın hem de ziyaretçilerin ilgisini çekti. Katılımcılar, geleneksel Kore kıyafetlerinden karpuz kostümlerine kadar renkli kıyafetlerle sahneyi renklendirdi. Ayrıca, Gyeongbokgung Sarayı ve Namsan Kulesi gibi turistik noktalar, Seul’ü keşfetmek isteyenler için ideal.

Gelecek İçin Bir Mesaj

Uzayıp Gitme Yarışması, sadece bir etkinlik değil, aynı zamanda zihinsel sağlığın ve yavaşlamanın önemine dair küresel bir hatırlatma. Dr. Kim Hye-Jin, “Bu yarışma, bize kendimize zaman ayırmanın bir lüks değil, bir ihtiyaç olduğunu gösteriyor” dedi.